Hâl-u ahval-i pür melâlin mahkûmuyum prangalanmış efkârın,
Zihnimi kemiriyor anılarım, zayi oluyorum karanlıklarda.
Hüzünlü şarkılar hep terennümü dilimde, yine söyleyeceğim sessizce.
Har-u âteşinle tutuşturacağım sigaramı,
Yandıkça, ben de yanacağım birlikte, cancağızım.
Fedâ-i sebil ettikçe uğr-u kereminde,
İrtifâ edecek huzur-u kalbim, cânâna verdikçe cânımdan.
Dahi mesfûk-u dem olsam gâm yemem!
Öyle değil mi? Hiç duyan var mı?
Fem-i lâtifinden bülbülün, bir kerecik olsun kelâm-ı şekvâyı!
Yazar en güzel bestelerini akan kanıyla, cancağızım.
Îta etmek bilâmukabil, işaretidir aşk-ı muhabbetin,
Bekler isen mukabele, ismi teğayyur eder ehl-i hibrede. XXXXX
Re’yi uşşâkı sorarsan bambaşka!
Can-rûhu veremezsen sevgiliye;
Geceler uykusuz, rûyalar senle tezyin olmazsa,
Kalır mı mânâsı, dilinde telaffuz ettiğin kelimelerin?
İçi boş, mezbele!
İhdâ ettim varlığımı, benden geçtim tâ ilk rû’yetimde ey bahr-ı ummânın güzeli.//
Ne bir kez yüksündüm, ne de bir an tereddüt ettim cism-u cesedimi sebil etmekten levn-i tenine!//
Murad etsen olmazları, fevka tâkat-i insânı,
Tahkiki için fedadır benliğim! Hiç olmazsa; her vakit olursun dualarımda, cancağızım.