Tefessüh etti yârem yine, bugün günlerden hüzün!
Feyedân ediyor hicrân-u cüruhâtım.//
Akrep, peşinde yine yelkovânın./
Bitmek bilmeyen döngüsünde, taşması bî-imkân olan îtar-ı dâiresinde!//
Bak, duracak birazdan yelkovan tam üstünde on ikinin.
Kimi saatler vurur ”gong” sesini, kulaklar çınlar.
Kimisinden çıkar bir tuyûr-u memur, söyler “guguk guguk”
Bir de ömür saati vardır ki asla şaşmaz.
Saniyeler haltetmiş, milyarda bire ihtimal vermez asla, şaşmazmış!
Demezmiş; daha başındasın yirmi ikinin.
Duruyor birden heyecan-u bilâ-nihayeyi muhtevi olanlar.
Kimine göre pil bitti! Kimine göre yelkovânın mekân-ı murtabıtı gevşedi!
Kimine göre de; yelkovan akrebin temâşâ-i sâkinesine takıldı!
Kelam-ı âhirde binler bahanen olsa da; işte bak, durdu!
Takdir-i tahdir-i nefsim, dursa da fec’eten hayat saatim,
Fırıl fırıl geçti bende de ömür!
Çeviriyorum sayfayı, daha eşiğindeyim ellidördün.
Bir hengâmeydi! Mecâl-i ahzân-u sevincin, yolun kaçta kaçı?!
Takdir-i Hüdâdır, lâkin bilemedim kıymetini otuzikinin.